2 Mart 2012

NEDEN SÜREKLİ BEKLENTİ???

Neden sürekli beklenti? Neden birşeyler yapmayı denemezsiniz? Çok mu özelsiniz? Bu dünyada eşiniz benzeriniz yok mu? Öyle bile olsanız, bir şeyler yapmanız gerekmez mi? Kim ve kimler ne kadar dayanabilir sizin kayıtsız şartsız beklentilerinize???Hiç bir şey tek taraflı yürümez bu hayatta. Kimse ne çok özeldir, ne de eşi benzeri olamayacak kadar farklıdır...Kendinizi ne kadar özel buluyorsanız o kadar da sorununuz var demektir kendinizle...Yola öncelikle bu sorunu çözmeye çabalamakla başlamalısınız. Farkındalığınız oluşmuşsa şanslısınız.Bir de kendini bilmeyenler var. Onlar en zoru...Hiç bir şey anlatamazsınız da...Ne yaptığını, kendini nasıl ve nerelerde gördüğünü bile bilmiyordur. Tanımıyordur kendini aslında. İçinize ne kadar dönebilirseniz o kadar huzurlu ve mutlusunuz. Basit olmak, basit bakmak hayata, asıl izlemeniz gereken yol bu... Buradaki basitlik yalnış anlaşılmasın..."Sade yaşamak...Minik şeylerden mutlu olabilmek...Dikkat çekici, abartılı, fazla lüks şeylerle kendini kandırmamak...Basit yaşayacaksın yaa...Deniz kıyısında balık tutarken de çok mutlu olabileceksin yada kalabalık bir yerde, anne kucağında bir çocukla iletişime geçtiğinde, karşılıklı gülümsendiğinde, senden mutlusu olmayacak sanki bu dünyada...Beklentin ne kadar büyükse dünyadan, o kadar yalnız ve mutsuzsun. Kucaklamayı bileceksin, itmeyi değil...Hata yapmışsan, özür dilemeyi bileceksin. İnsanız, herkes hata yapar, önemli olan farkedip pardon diyebilmek...Önem verdiğini hissettireceksin karşındakine. Emin ol senin kadar ihtiyacı var ilgiye...Sevmeyi bileceksin, dünyanın merkezi olmayı bir kenara bırakacaksın. İlişkiye alan ve zaman tanıyacaksın. Hayatın içinde, vermeye de almaya da şans tanıyacaksın.Bu durumun bir de tersi var. Sizden neler bekliyorlar? Beklentileri çok mu büyük?Ezildiğinizi mi hissediyorsunuz? Emin olun siz yaratmışsınızdır. Yaptığınız iyilikler ve karşı tarafta "Beklenti" yaratabilecek tavırlar ve hareketler, bir müddet sonra, sizin göreviniz haline gelir. Geçen gün yaşadığım bir olayı anlatıyorum; Ajanstayım, akşam 20.30 gibi ve çok yoğun bir günün sonunda, gerçekten artık konuşmaya gücüm kalmamış, fotoğraf çekimleri olmuş, bir çok oyuncu ile ilgilenilmiş, bu arada rutin gün zaten devam etmiş ve telefondayım...Altta kardeşim arıyor, hemen dönüyorum ve bana diyor ki;"Annemi bugün aramamışsın, başına birşey mi geldi diye endişelenmiş, beni aradı..Ama Duygucum sen hatalısın çünkü her sabah aramaya alıştırdın onu...Onun hiç bir suçu yok çünkü beklentiye sokan sensin anneyi...Kardeşim çok haklıydı. O örneğin, çok daha dengelidir benden. Haftada... 2 haftada bir arar ama bunu planlı yapmaz, içinden geldiği zaman arar. Annem de onu hiç merak etmez. Ben bir gün aramadığımda olay olur...
Düşünüyorum da, sanki kardeşim benden daha mı az seviyor  annemi yada annem onu daha mı az seviyor ki , onu merak etmiyor? Hayır...Tamamen yaptığınız, alıştırdığınız hareketin beklenti doğurması ve sizin göreviniz haline gelmesi...Kimse içinden gelmeyen şeyi yapmamalı. Herşey doğal akışında olsa, çok daha sağlıklı ilişkiler yaratır ve baskıda hissetmez ve hissettirmeyiz de...Fazla beklentiye girmeden, beklenti yaratmadan...Keyifli günler diliyorum herkese...Diğer türlü, çok yorucu inanın...Çok yorucu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder