24 Şubat 2012

"YAPILAR" NE YAPARSANIZ YAPIN DEĞİŞMİYOR

Gözlerini kapa...İki dakika...Hiç bir şey düşünmemeye çalış...Mümkün mü???
Hiç bir şey düşünmemen gerektiğini düşünüp, yine düşünmüş oluyorsun. Beynime yetişemiyorum.
Onu sakinleştiremiyorum. O kadar hızlı ki, yıllarca peşinde koşmaktan, ona adapte olmaya çalışmaktan yorgun düştüm. O beni yoruyor, ben de insanları...O hep daha hızlı düşünmemi, daha hızlı aldığım kararları hayata geçirmemi istiyor, ben de o mutlu olsun diye, koşturup duruyorum oradan oraya...O mutlu olsun diye, çevremi kırabiliyorum hatta zaman zaman...
 Bazen onlar da anlam veremiyor, neden bu kadar tezcanlı, neden bu kadar hareketli, neden hatta çoğu zaman çocuk gibi, istediğim şeye fokuslanıp, sadece ve sadece ona kilitlenmeme...Onu elde edene kadar kimselere huzur vermediğime...Anlayamıyorlar...Anlayamayacaklar da...
 Sakin insanlara hep özendim. Nasıl böyle sakin sakin, sanki dünya umurlarında değil gibi tepkisiz yaşayabildiklerine...Nasıl başarıyorlar acaba? Zaten ağırkanlı doğdukları için mi böyle görünüyorlar yoksa, çok yara aldılar da hayatta, artık sakinliği ve huzuru mu seçtiler?Ben ne kadar yara alırsam alayım, hiç farketmiyor...Hız aynı hız...Telaş aynı telaş...Ben yoruluyorum, ben kendime tahammül edemiyorum da onlar mı katlanacaklar???Evet ben bana katlanamıyorum ama hızlı insanları da çevremde hep görmek istiyorum. İş görüşmelerinde ilk dikkat ettiğim detay, hızlı, pratik mi görünüyorlar yoksa, ağırkanlı ve yavaş mı? Yavaş görünüyorlarsa hiç düşünmeden olumsuz bakıyorum cv.ye...Hem onlara özeniyorum genel olarak hem de iş hayatımda özellikle onlara hiç yer ayıramıyorum...Dayanamıyorum işte ağırlığa...
Dayanamayıp, alıp o işi de, bu işi de kendi başıma yapmak istiyorum. Bu defa daha da fazla yorulup, mutsuz oluyorum.
 Bizim gibilerin aslında nasıl da kendimizi tükettiğimiz net olarak görünüyor. Öldürüyoruz kendimizi, her geçen gün, her geçen saat ... Dikkat edin rahat ve ağır hareket eden insanlara, hiç çökmüyor ve sanki hiç yaşlanmıyorlar.
 Her şeyin dengeli olması güzel aslında ama hiç bir şey de denge ve ahenk içinde olamıyor. Hayatın gerçeği aslında bu...Ahh keşke biraz rahat ve sakin olabilsem...Biraz yavaş algılasam ve hayata geçirmekte bu kadar acele etmesem...Oturduğum yerden bu kadar hızlı fırlamasam...Tanıştığım insanları sevmekte bu kadar aceleci olmasam...Gözlemlesem uzun süre, tanımaya çalışsam sağlıklı bir şekilde.
 Sevgi vermekte de acele etmesem...Sevgiye boğmasam ve böyle yaparak da şaşırtmasam karşımdaki insanları. Daha yavaş ve sakin alsam yeni insanları hayatıma...Sindire sindire, zamanla tanıya tanıya...
 Yapılar, ne yaparsanız yapın değişmiyor. Hızlıysanız hızlısınız...Yavaşsanız yavaşsınız...Yıllar içinde,yaşanmışlıklar arta arta, sorunlarla, üzüntülerle karşılaşa karşılaşa, dinginleşebiliyor ve sakinleşebiliyorsunuz.Hayat işte...Öyle de geçiyor, böyle de...